4 Mayıs 2011 Çarşamba

Yetmez ama Allah belanızı versin

işine gelmeyen her şeyi yasaklayarak ya da yok ederek görmemezlikten gelmeyi tercih eden zihniyete söylenmesi gereken cümle. evet, söylenmeli bu. gerekirse sokaklara çıkıp, gerekirse de şu ekranlardan. oluşturulmaya çalışılan korku imparatorluğuna karşı. oluşturulmaya çalışılan baskıya karşı. kendi hegamonyasını kabul ettirmek isteyen herkese ve her şeye karşı.
her dem özgürlükten, kişisel hak ve özgürlüklerden bahsedip iş icraata geldiği zaman kendi çıkarına olanları kendine yontanlara karşı dillendirilmeli bu. çünkü sıradakinden sonra sıra sana da gelebilir. o meşhur papazın söylediği gibi;

***

“naziler önce komünistleri tutukladılar;
komünist değilim diye ses çıkarmadım.

sonra yahudileri tutukladılar,
yahudi değilim dedim, sesimi çıkarmadım.

sosyal demokratları tutukladılar,
savunmak bana mı kaldı dedim, sesimi çıkarmadım.

sıra bana geldiğinde
etrafta tutuklanmama ses çıkaracak kimse kalmamıştı!”

***

çünkü sıradaki kim, belli değil. herkes ve her şey kendileri gibi düşünüp kendileri gibi yaşayana kadar devam edecek bu. oluşturulan korku impararatorluğunun sınırları uçsuz bucaksız olana kadar devam edecek bu.
tek tip insan yetiştirip tek tip beyinler oluşturulana kadar sürecek bu. bu yüzden yetmez ama allah belanızı versin demek gerekiyor. her fırsaatta allah'ı ortaya sürüp de adaletsizlik yaptıkları için birilerinin. her fırsatta allah ile kul arasına girmeyi marifet belleyip bu yönde çabalanıldığı için. samimiyetten ve dürüstlükten mahrum olunduğu için.

özgürlüğün ideolojisi yok nazarımda. sağı-solu yok özgürlüğün. yetişkin ve özgür bir insan ne yapıp ne yapmayacağını her şart ve durumda bilir çünkü. bunun aksini iddia edip de toplumun genelinin özgürlüğünü elindne almak ahmaklıktır. işgüzarlık, yozluktur.
ideolojilerden bağımsız bir şeydir özgürlük. hiçbir izm'e sığdırılamayacak kadar muhteşem. bunu anlayamaz tabii bazıları. vakt-i zamanında kendilerine uygulandığını iddia ettikleri tüm yasakları ve kısıtlamaları bir şekilde kendileri de başkalarına uygularlar.
hoşgörüden anladıkları budur çünkü. cehalet bunu emreder. çünkü, sadece görülmek isteneni görür cahil bir beyin ve beden. sadece kendisine telkin edileni yaşar.

bu yüzden, yasakların ve kısıtlamaların hepsi için tekrarlayalım; 

"yetmez ama allah belanızı versin."

sadece bela okumakla kalmayıp işin tüm yasal yolları da gözden geçirilmelidir. madem hukuk devletinde yaşıyoruz, kişisel hak ve özgürlükleri geri almak için mücadele vermeliyiz. tabii, birileri bir yerlere kendi adamlarını yerleştirip, bu cümleyi hakeden zihniyetlerin hepsi kendi imparatorluklarını sağlamlaştırmamışlarsa.

allahın belanızı vermesi de yetmez ama... neyse.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder