1 Mayıs 2011 Pazar

Yalnızca yalnızım

kullanıldığı an her türlü cezai indirimden faydanlanılmayı gerektirebilecek bir cümle. her türlü kefaretten bin kat daha değerli nazarımda. şu cümleyi kullanan bir insan yedi ceddimi kesip öldürmüş olsun, kanlı elleriyle bana baksın ve desin ki "yalnızca yalnızım", "git" derim. o gitmek istediğinde ise "gel" derim. "sımsıkı sarılayım sana bi."
o gelirse, ilk önce sarılıp sonra sert bir tokat attıktan sonra belki de ağzıyla burnunun yerini değiştirip sonra salarım. ya da öldürürüm. hiçbir fikrim yok. sadece yalnızlığın yalınlığını hissettiği için ne yapacağımı bilemem bu olay yaşansa.

işin içinde ölüm veya tecavüz olmadığı sürece ise anlarım onu. anlamayı geçeli çok olduğu için alıp ciğerime sokarım. dur ulan burada derim. öylece soluklan burada.
gerçi işin içinde tecavüz veya öldürme olsa da derim aynısını. sikimde olmaz. sizin tecavüz ve ölüm dediğiniz şey illa haberlere çıkıp gazetelerde manşet olmak mı!

kalıbınıza tüküreyim sizin o zaman. boktan işlerde ruhlarınıza tecavüz edilip bedeniniz öldürüldüğünde nerede aklınız! aynı durum sikko okullarınız için de geçerli.

kanımda alkol dolaştığından değil bu gece. bir konsomatrisle sohbet edip yalanlarından sıkılıp gençliğin gittiği barlara gidip mini etekli kızların her gece 12'den sonra nasıl kurbağaya dönüştüklerini bir kadeh şarapla tahmin etmeye çalıştığımdan da değil sadece bilinç bu.

madem ki evrenin hareket noktası insan. ben de insanım. en azından olmak için çırpınıyorum. ve "yalnızca yalnızım" diyen bir insanın yaptığı, düşündüğü her şeyi mazur görüp hak veriyorum kendisine.

çünkü; yalnızca yalnız olan o değil, hepimiziz. bir kitap ismi değil bu durum. gerçek. hem de en kallavisinden;

"yalnızız!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder