7 Mayıs 2011 Cumartesi

Götü sıkışınca irtibata geçen eski sevgili

şimdi öncelikle şunu söyleyeyim; ayrıldığı hiçbir sevgilisiyle görüşmeyen bir adamım. görüşen insanlara saygım sonsuz dersem yalan söylerim. görüşen insanlar ilgimi çekmiyor açıkçası. ne halleri varsa görsünler. kendileri, saplantı haline getirdikleri bir insan için debelene dursun, diğer tarafta elin oğlu-elin adamı o debelendiğiyle çatır çatır sevişiyor. hadi sevişmek kelimesi batar bu tarz gerizekalılara. daha yumuşak söyleyeyim; çok güzel zaman geçiriyordur.

ulan insan denen canlı akıllanır mı gerçekten? bak, "aklı var mı" demiyorum ben genç. akıllanır mı diyorum. yani, akıl dediğimiz kavram insan denen canlının gelip de beynine girer mi? girse de kaç içten bakış, kaç sıcak cümle, kaç samimi sarılış sonra terkeder bünyeyi?
var mı buna cevabı olan? varsa da cevabı kendinde kalsın. ha bunu derken çok akıllı bir adamım ben tribinde değilim. ki tam tersi kişinin deliliğinin cidden çok estetik bir şey olduğuna inanırım. ne bileyim mesela, mutlu insanlar ilgimi çekmez kolay kolay. hayatlarında her şey dört dörtlük olanlar benim için önemli değildir. biraz daha kırıkları seviyorum ben. hem kafadan hem de kalpten kırıkları.
eee, ne demişler, hacı hacıyı mekkede, hoca hocayı tekkede..

bir ilişki yaşamış olsun bizim hacivat. ve o ilişki bitttikten sonra bin türlü horozluktan tut akbabalığa, kartallığa varana kadar performans sergilemiş olsun, karşıdaki kişinin o an hayatı yolundaysa, bizim hacivat boşuna debeleniyor. bilsin bunu.

-abi çok seviyorum. deli olcam.
+o olay öyle değil yeğen!
-nası peki!
+soluklan hele bi. anlatacam.

bizimkisi olmuş deli fişek. ne yaparsa yapsın yetmiyor hiçbir şey. öyle bir boşluğa düşüyor ki ne yapsa-ne etse dolduramıyor o boşluğu. sevgilisi kendisini terketti diye "benim olmazsan intihar edecem" diyen salaklar gördüm ben. "benim olmazsan taciz ederim" diyenler de sörvivarda kokonat yiyor. neyse işte.

canı burnunda bu gencin derdi ne peki? çok sevmek mi? sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevmek zorunda mı diyenin ağzını kırarım. evet, bu gencin derdi sevgisine karşılık bulmak. bu genç de cebellleşiyor işte. 
öyle tembihlenmiş çünkü kendisine. bakma sen naif takıldığına, geceleri arabesk dinliyor bu it. bin defa yakaladım. bakma sen elinde piposu, o sergi senin, bu sergi benim gezdiğine. güllü'yle efkarlanıyor. (bkz: oyuncak gibi) inanmıyorsun değil mi? sor peki en yakınındaki bez bebek bir hatuna, "hayatında hiç arabesk dinledin mi?" diye.

-ayyy, arabesk mi. ne öküz bir müziktir o.
+senin ciğerini sikeyim ben.
-hayvannnnnnnn!

yalan söylüyor. üniversite okuduğu yıllarda, yeni yaşamaya başladığı şehirde herkesle ve her şeyle uyumsuzluk yaşarken ferdi tayfur'dan emmoğlu'yu dinleyip salem içerek efkarlanıyordu bu salak. biliyorum. çünkü ciğerini biliyorum bunların. toplum nazarında cahillik ya da aşağı tabakadan olma kriteri olan her şeyi kendileriyle başbaşa kaldıklarında kesinlikle yapıyorlar.

ne diyorduk, o genç işte. illa benim olsun diyor karşıdaki. bir noktadan sonra bitiyor tabii ümidi. 3-5 otuzbir çekmek, 3-5 de erkek erkeğe demlenme muhabbetlerinden sonra direnç bitiyor. 
tabii siz bu gencin yerine bir genç kadın da koyabilirsiniz. cinsiyet farketmiyor. cinsini sikeyim alayının.

unutuyor bizimkisi. diğeri de unutuyor. hele bir de diğeri büyük konuşmuşsa, mesela, "hayatım boyunca seni görmek istemiyorum!" diye, sıçtığının resmidir bu. aha bak;

(bkz: sictiginizinresmi.jpg)

bu kişi de aynı süreçlerden geçmeye başlıyor. erkekse başka başka kadınlara gidip götüne voleyi yiyor. kadınsa yine başka başka adamlara gidip aşağılanıyor. çok nadir mutluluğu yakalayanlar oluyor ama. olmayanlar ise soluğu kürkçü dükkanında alıyor. hele bir de karşıdaki kişi yeni bir ilişkiye başlamışsa onu huzursuz etmekten tut taciz etmeye kadar gidiyor bu mevzu. kendimden biliyorum oğlum. sen suçsuzsun. ha siktir lan. ben kimseyi rahatsız etmedim şimdiye kadar. sen yapıyorsun bunu. şu yazıyı okuyan malaka! evet sen!

ne işin özel hayatı kalıyor ne de tüzeli. gecenin bir yarısı mesaj çekeninden tut, bir takım alet-edavat gönderenine varana kadar. bir arkadaşım mesela, eski sevgilisinin evine on kilo kars kaşarı göndermişti. kız da kendisine karşılık olarak en yakın mezhahadan bir çift gerçek koç boynuzu. olay büyüyecekti de ismail türüt girdi araya.

bitmiyor bu samimiyetsizlerin çabalayışı. iyi yürekli olanları illa ki oluyor. ama onlar da yok olup gidiyor arada. onların da bir ehemmiyeti olmuyor. götü sıkıştığı an eski sevgiliye dönen hem kendini kendine ispat etme telaşına kapılıyor hem de diğer tarafın özel hayatına saygısızlıkta kariyer yapıyor.

-şimdiye kadar neredeydin oğlum/kızım!
+sensizliğin nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışıyordum.
-hastır len gerizekalı. karşında bebe var de mi!
+ankara'nın neresindeydin sen. bebe dedin de.
-dikmen'inden. hani bir daha gelirsem sik beni olanından. bir daha da gelme. naş!

yüzüne tükürsen yarabbi çok şükür derler. çünkü onlara göre haklı olan hep kendileriydi. iyi de, bu bir haklı-haksız savaşı değil ki. ortada biten ve asla yürümeyecek bir şeyler var. nedir bu arsızlık. illa birbirimizin hayatını mı sikelim? illa birbirimizi mi yok edelim amına koyim.

-gidersen çocuğumuzu keserim.
+kes amına koyayım. sana benziyor zaten.

gidemezsin. kendileri de gitmez. gelemezsin. kendileri de gelmez.

en güzeli şu ama; onların bahaneleri ya da sebepleri ne olursa olsun, kendilerini altı pasa koyup, memleketine doğru domaltıp, götüne şutu basmak.

"bence gol olur."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder