19 Mayıs 2011 Perşembe

Düzenli seks hayatı olmayan insan

kendisi çocuk, mahkum, asker, hasta ya da yaşlı değilse hayatı boşa geçen insandır.

şimdi böyle aptala anlatır gibi anlatmaya başladım, çünkü birazdan birilerinin tek cümlelik ya da tek kelimelik bakınız'larını ya da tanım entry'lerini görmek istemediğim için.
yok tahammülsüz bir insan değilimdir ben. ki "ekşi++" kullanmama rağmen hiçbir yazarı donuz listesine eklememiş, hiçbir başlığı yasaklı başlıklar listesine sokmamışımdır. 

sözlük üzerinden hareket edersek nedeni basit bu yaptıklarımın. her hangi bir insanın her hangi bir nedeni gibi. şöyle, ne bir erdemi var yaptığım bir şeylerin ne de manası. özellikle son bir haftadır çalışmaktan anam sikilirken hepsi lüzumsuz geliyor. gerçek bir yorgunluk çekip gerçek bir yılmışlık yaşıyorum.
ta geçen pazar gününden bu akşam üstüne kadar en aşağı 20 kişiye küçük-büyük, ilk seans ya da tüm seansları bitirilmiş dövmeler işleyip kendilerini gönderdikten sonra bacaklarımın sızladığını hissediyorum. dizlerimden aşağısının. hani şu arka kısmının.

bu duyguyu bir de sesk yaparken hissederim mesela. dizlerim tutmaz. o kadar çok mücadele ederim ki sevişirken, gerçek bir savaş alanına çeviririm seviştiğim yeri.
çünkü o an gerçekleşen şey bir savaştır benim nazarımda. bazen alabildiğine anlayışlı bazense bencilin allahı olup çıkarım işin içinden.
çünkü bunu emrediyor cinsellik. çünkü sekse bu yakışıyor. zira, tüm gün koştur allah koştur, sonrası ne peki?

daha bu sabah zilimi çalan gence kapıyı açıp, getirdiği siktiriboktan bir kağıtta yazan 83 tl'lik adsl borcunun ne ara ödenmediği veya neden ödenmediğine dair bir yerlere imza atıp içeri geçtikten sonra düşündüğüm gibi;

neden gerçekleşiyor lan bunların hepsi? cidden neden ama? madem ben her gece köpekler gibi sevişemeyeceğim ömrümün şu en güzel yıllarında, amına koyarım yapılacak tüm işlerin. gidilecek tüm yolların. içilecek tüm içkilerin, tadılacak tüm tatların.
madem ben gece olduğunda birilerinin siktiriboktan servetlerine servet eklemek için tüm gün göt yırtacağım, neden o zaman bu kadar telaş? neden sahi? buna bir cevabı olan var mı, şöyle en gerçeğinden ve kallavisinden? beni gerçekten tatmin edecek. ben tatmin olmazsam "siktir len" derim çünkü kendisine.

hayatın hangi noktasına bakarsam bakayım, sorunlu insanların hemen hemen hepsinin tek ortak özelliği sevişememeleri. yalan söylemiyorum. yalan söylemediğimi sizler de biliyorsunuz.
birinin egosu engel buna, birinin zarı, bir diğernin ise sikim-sokum beğeni kriterleri. örfü-adeti...

peki neden? bunca mücadele neden? yaşadığınız şehirlere dönün bakın mesela. oturduğunuz mahallelere ya da evlere. bekarsanız ve beraber yaşadığınız birileri varsa, o bekar ev arkadaşlarınız da siz gibi yalnızsa dönün bir bakın işte.
günbegün nasıl yıprandığınızı ya da yok olduğunuzu göremeyecek kadar ne ara kör olduğunuzu anımsamaya çalışın.

her gece ya da tüm gün sevişecek bir erkek ya da kadın bulamadığımız için, bulamadığınız için nasıl ömrünüzü, ömrümüzü çürüttüğümüzü hayal edin. yok oluyoruz çünkü. çürüyoruz. hem de ömrümüzün en güzel yıllarında.
yazık. çünkü bundan bir 20-30 yıl sonra istesek de istediğimiz an sevişemeyeceğiz. ne ibadethanelere yakışacak görüntümüz ne de kerhanelere. hele ki kadınların durumu erkeklerden beter.
bundan 20-30 yıl sonrayı da geç, belki bir kaç saat sonra şu an sahip olduğumuz bedenimizin ya da ruhumuzun bir çoğu, bilemedin tamamı gidecek. ne için peki? faturaları ödemek için mi? kariyer yapmak için mi? önceden çok sevip de mutsuz oldunuz, olduk diye mi?

hangi kafayı yaşıyor insanlar, hangi kafayı yaşıyoruz biz? neden kaf dağının ardında aranıyor mutlu olunabilecek her şey? neden ulaşılmaz sanılıyor mutluluk?
o kadar yakındaki oysa. o kadar kısa bir mesafedeki. hele ki internet denen şu deccalin olduğu devirde bir "tık" kadar uzakta. fakat o bir "tık" kadar uzaktaki hala neleri kaçırdığını ya da ıskaladığını tüm yüreğiyle hissedip, kendisiyle gerçek bir yüzleşme yaşamamış, değerli olan tek şeyin boşa geçmemesi gereken geceler, geberene kadar sevişilip yaşanılması gereken yıllar olduğunu kabul etmemişse girişeceğiniz kavga ve vereceğiniz mücadele boşuna. ve ilk andan itibaren kaybedilmiş..

sonsuza dek bağıracağım ama ben. sesim yettiğince. sesim kesilse bile parmaklarımı ısırıp koparan kadar, yazmamı kendim engelleyene kadar;

"kendimizi ve dünyayı gerçekten kurtarmak istiyorsak, gerçekten bugünün ve yarının güzel olmasını istiyorsak sadece sevişelim. hepsi bu. her şey ama her şey sadece seks sayesinde güzelleşecek. zira bizler bu devirde ne şems-i tebrizi'yiz ne de mevlana."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder