şimdi home ofisim kadıköy'ün göbeğinde ve üçüncü katta. dış cephedeki led tabelada ise "ekşi tattoo & piercing" yazıyor kırmızı ve beyaz renkle. ekşi yazısı yatay tattoo & piercing ise dikey, bu yazıyı uzaktan görüp de ne yazdığını tam anla(ya)mayan abiler ise zilime abanıyor.
bu sabahki amcadan önce geçen aylarda bir abi gelmişti örneğin. ben kapıyı açıp kendisini karşıladığımda önce üzerindeki mahcubiyeti atıp sonra sormuştu;
"elyaftan karı var mı?"
ulan, adam ciddi mi yoksa şaka mı yapıyor anlamadığımdan tam sol çarprazımdaki sex shop'ı gösterip "aha bak orada abicim" dedim. "elyafından tut çuhasına varana kadar."
gülümseye gülümseye içeri geçtim. ta ki bu sabaha kadar. sabahın 8 buçuk 9'unda bir adamı kapı kapı sex shop aramaya iten libidonun yüksekliği korkuttu beni. normalde o saatte kapıma dilara gönder gelse açmam kapıyı fakat bir ümit açtım. çünkü zile basan kişi bildiğin can çekişiyordu. kapıyı açıp bekledim. merdiven boşluğundan aşağı baktığımda ilk önce tepesi açılmış kadayıf saçları gördüm. daha sonra ise gülümseyen gözleri. gelen amcamın dövme ya da piercing istemediğimden emindim. ki bu eminliği kendisi tescilledi;
"burası seksşup mu?"
ulan, yemin ediyorum adamı kırmamak için "evet, gel amca, geç içeri. sabah sabah beni bir temiz sik de git" diyesim geldi. "sen de rahatla, biz de rahatlayalım."
"yok amca" dedim. aradığın seksşup aha bak şu karşıda."
amcayı gönderip yatağa geçtiğimde pişman oldum, sırf dışarı çıkıp da kendisini takip etmediğim için. tüm günümü kendisi için ayırıp acaba sex shop'tan ne alacağını merak ettiğimden.
binbir seçenek geçti içimden. şişme kadınından tut, suni vajinasından çık, çift başlı dildosuna varana kadar. acaba abimizin tercihi hangisinden yana olacaktı? yoksa sadece bakıp çıkacak mıydı ya da bakıp sıçacak? bilemedim.
"bari adamı yanaklarından öpüp gönderseydim" dedim tekrar uyumadan önce. "hiç olmadı ensesine üfleseydim. güzel bir hareketlenme yaşasaydık sabah sabah."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder