30 Nisan 2011 Cumartesi

Birisinin çıkıp kişinin en hassas yanını sikmemesi

garip bir eylemsizlik. nedir şimdi bu hassas yanlar; dürüstlüktür mesela. gerçi kimse "ben düzenbazın allahıyım" demez ama bazen az bir şey dürüstlüktür bu. dürüst kalmaya çalışmaktır en azından. 
bazen saygı, bazen ince mizah anlayışı, bazen şirinlik, bazen çekicilik, bazen patavatsızlık...
her seferinde ama bu hassas yan ya da yanlar engeldir mutluluğa ve huzura. öyle kolay kolay da aşılamaz. kişide artı bir özellikmiş gibi duran bu özellik eksilerin eksisi olup çıkar. şaşırıp kalır kişi. "ulan" der sessizce. "madem bu özellik güzel bir özellik neden somut ya da soyut bir karşılığı yok?"

cevap veren çıkmaz tabii. işyerinde en iyi çalışan sizsinizdir mesela. iş disiplini olan bir çalışan ve emekçisinizdir. sırf bu yüzden tüm angarya işler size yıkılır.

-siz iş diisiplini olan çok iyi bir çalışansınız melike hanım/ahmet bey.
+birisi de çıkıp o çok iyi çalışan yanımı...
-efendim?
-tamam hikmet bey/necla hanım, söylediğiniz gibi hallederim her şeyi. mesaiye de kalırım.

bir ilişkide ilişkiyi siz sırtlanıp götürürsünüz. yine de hep sizden gider, giden. geriye dönüp baktığınızda koca bir "sıfır" görürsünüz. bu içinizi acıtır.

-aşkım sen çok fazla iyi niyetlisin insanlara karşı.
+birisi de çıkıp o iyi niyetimi...

afallarsınız. gözlerine fener tutulmuş tavşan gibi değil, götüne kazık sokulmuş voyvoda kurbanı bir elçi gibi. canınız acır, ruhunuz sıkılır. birisinin çıkıp da sizin o en hassas yanınızı zamanında neden sikmediğine içlenirsiniz. sikip de size en önemli dersi vermediğine.

her seferinde bir artı özellikmiş gibi sunulup da esasında sizi acıtan bir yönünüzü karşınızdaki kişi dillendirip sizin en hassas yanınızdan bahsederken siz dişlerinizi sıkıp kızgın bir şekilde sitem edersiniz.

-birisi de çıkıp o yanımı sikmedi ki!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder