15 Nisan 2011 Cuma

Öpüşmek

ne güzel bir şeydir öyle, ne büyüleyici bir duygu paylaşımıdır bu. hiçbir betimleme tasvir edemez kendisini. ne kadar anlatsak boş aslında. bir kez dahi öpüşmeden ölüp giden yetişkin ve sağlıklı her insan için günlerce hüngür hüngür ağlayabilirim.
öpüştüğü kişinin yüzünü avuçlarına alıp da ruhundan ruhuna ruh, canından canına can eklemeyen, ekleyemeyen tüm ölümlüler için gecelerce kendimi kırbaçlayabilirim. sırf bu kadar muhteşem bir duygudan mahrum kaldıkları için. sırf bu kadar büyüleyici bir duygu paylaşımını hissedemeden toprağın altına indikleri için. orada bedenleri çürüyeceği için.

oysa katrilyonlarca ölme stili var hayatta. sabah evden çıkar çıkmaz katrilyonlarca ölüm seçeneği var. bir zamanlar ömrümün mucizesini ararken keşfetmiştim bunu. "asıl mucize bu işte" demiştim; "katrilyonlarca ölüm stili varken benim bir günü daha ölmeden ya da öldürülmeden geçirip hayatta kalmam."
bu hayatta kalmam ise erdemsiz geliyordu. çünkü içinden bir seviş ve öpüş geçmeyen her gece boştu. bomboş hatta. çünkü insandım ben. çünkü ciğerim yanıyordu. çünkü kanım çekiliyordu. çünkü gecenin en karanlık anında bir deprem olup yok olabilirdim ben. ve zihnimde dönecek son görüntü ise yokluk olabilirdi. bu ise kanımı dondururdu. bunu kime söylesem anlamazlardı. bunu kime ifade etsem içindeki derinliği hissedemezlerdi. oysa yaşamaya gelmiştik dünyaya. birileri buna sınav diyordu, birileri ise tesadüf. benim için farketmiyordu. ben ne tesadüf sayacak kadar basite indirgemiştim ne de sınav olacak kadar ciddiye almıştım.

öpüşmekten geçsin istiyorum gecem. sevişmeye gebe olsun gecem. kendime tahammülün zincirlerini bir çift güzel dudak gevşetsin ve diliyle dilime bıraksın. yanaklarımda gezsin avuç içleri. saçları yüzüme bulaşsın. sakal bulaşmış kirli yüzüm narin bedenini tahriş etsin az bir şey. öpüşmenin ya da sevişmenin en güzel anında avuçlarıyla yüzümü tutup "neyin öfkesi bu?" desin o peri. ben ise öylece durup kalayım. cevap veremeyeyim. farketmeden öfkeyle karışık, yanımdaki perinin az bir şey canını yakmış olduğumu hissettiğimde mahcup olayım. o ise bir cümlesiyle rahatlatsın beni, "sevişirken ve öpüşürken kontrollü olamaz ki insan."

bu kez daha içten öpeyim onu. nefesini yutayım. onun nefesi benim ciğerlerim de dolaşsın. benim nefesim ise onun ciğerlerinde. ilk ergenlik yıllarında bedenlerini kanatıp kanlarını birbirine karıştıran gençlerin aksine biz de nefeslerimizi birbirine karıştırıp ruhtaş olalım. iki bedenli, iki başlı, iki kalpli tek bir insan. tek olalım. sadece biz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder