18 Nisan 2011 Pazartesi

Tüm kadınlarla sevişip tüm erkeklerle kavga etmek

bir ütopya. en gerçekleşmeyeninden. ne ömür yeter ne de güç. ki bu ütopya karşısında herkes ve her şey engeldir. toplum, din, ananeler, kanunlar, kurallar...
yine de benim, kendime ve insanlığa tahammül edemediğimde yapmayı istediğim ve ölümüne arzuladığım tek şey. tabi ki göt ve libido ister. götü siktirip o yüksek libidoyla keyif almak için değil. göt: güven, özveri ve tecrübe. libido ise bilinen libido işte.

bazı geceler aklıma gelir bu durum. gerçekliği veya olabilirliği bir tarafa, içimdeki nedensiz öfkeyi ve şehveti gidermek için tek çözüm olarak görürüm. peki dünyadaki tüm erkeklerle çıplak elle dövüşüp yeri geldiğinde en masum gencin ağzıyla burnunu yer değiştirsem ve dünyada varolmuş/varolabilecek en şehvetli kadınla sevişsem geçer mi? içimdeki boşluk dolar mı?

sanmam!

kendime tahammül edebilmek için zihnimden geçen bir düşünce sadece bu. zira ne kadınların çoğu sevişmek gibi bir muhteşemliği üleşecek kadar onurlu ne de erkeklerin bir çoğu gerçek bir kavgayı hakedecek kadar asil.

herkes kendi evreninde, herkes kendi dünyasında, ağızlardan akan salyaları boyunlarından silmekle meşgul. herkes kendi cinsiyetini yok saymakla meşgul.
şu yazıyı okuyan erkeklerin her biri mesela: en son ne zaman gerçek bir kavgaya girip de dudaklarının kenarından akan kanı dilleriyle yoklayıp tadına baktılar?
peki ya kadınlar? en son ne zaman gerçek bir sevişme yaşayıp da acı ve zevk eşikleri altında gidip gelerek gözlerini yumup gerçek bir orgazm yaşadılar?

cevap yok. cevaplar yok. hiç olmadı ve hiçbir zaman olmayacak. bizler de kendi cehennemlerimizde geberip gideceğiz. erteleyerek. yok sayarak. korkarak. çekinerek. ve bir gün hayat denen bu sikik sahneden rızamız dışında çekilerek.

yaşam bizim tercihimiz değildi bari ölümümüz bizim tercihimiz olsa be!

o da olmayacak.

çünkü, yok.

ne cesaret ne de tutku.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder