7 Nisan 2011 Perşembe

yarım kalan rüyayı tamamlamak için tekrar uyumak

var böyle bir durum. var da, "nasıl olur, olmaz mı?" diye çok sorgular insan. şimdi büyüdük öküz gibi adamlar-kadınlar olduk. şimdi istesek de yarım kalan rüyaları tamamlamak için fırsatımız yok. nereye olsun ki? patronlarımız var, kusursuz çalışmamızı emreden, ağızlarındna salyalar akan, içlerindeki açlık hiçbir şeyle doymayacak godaman godoşlar.
okullarımız var. koca koca adamlar-kadınlar olmamıza karşın dersanelerine gittiğimiz, sonrasında bir devlet memuru olmak için kıç yırttığımız okullarımız. ne olacaksa o okullar bittikten sonra, orası da başka bir muamma işte.

insanlar, öldükten sonra bedenlerinin çürümesi yetmeyecekmiş gibi bir de yaşarken ruhlarını çürütüyorlar ya işte buna yanıyorum. yalan yok. neyin teşgalesi bu iniesta'lar, xavi'ler? nasıl olsa ölüm denen rıdvan'ın nazarında hiçbiriniz bir alex olamayacaksınız. neyin curcunası bu?

denedim bunu küçükken. bir çok kez hem de. bir keresinde de başarılı olmuşluğumdur vardır. o anın mutluluğu işte, belki de koca ömrümün özetidir. insanın istediği zaman kendini hasta edebileceğini bilen bir yetişkin olarak, küçükken de bir çocuğun bir rüyayı tamamlayabileceğini ıspat etmiştim. kendi kendime. anneme söyledim o vakitler. 
güldü.
babama söyledim. 
o da güldü.

ben de başka kimseye söylemedim yıllarca. şimdi söylüyorum ama. siz de güleceksiniz, biliyorum. ama ben, yarım kalan çok güzel bir rüyasını tamalayabilmiş bir deliyim. belki de hiç tamamlayamadım o rüyayı. sadece o kadar çok arzuladım ki tamamlanmasını, bir gün tamamladığıma inandım. ama yok, cidden tamamladım. yoksa genzimdeki o güzel tadı nasıl anımsayabilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder