11 Nisan 2011 Pazartesi

Nihat Doğan

kendimle ilgili yaptığım uzun uğraşlarım ve düşünme idmanlarım sonrası diyorum ki, "ben bu adamı seviyorum." aslında sevmiyorum da
milletin bu adama karşı takındığı çirkin tavır beni bu adamı savunmaya itiyor. hele bir sor ama "niye seviyorsun?" diye. sen sormasan da cevap vereyim;

"bu adamın kime, ne zararı var arkadaş? cidden merak ediyorum. bizim insanımızın ciğerlerinde nasıl bir eziklik ve efendi adamı itin götüne sokup çıkarma sevdası varsa artık adamın dediği her şey batar oldu millete. neymiş efendim, nihat doğan bir şey bilemezmiş, nihat doğan her hangi bir şey hakkında fikir belirtemezmiş. neden peki aga? senin tekelinde midir, her bi' soktuğumun şeyi? bu mahallenin horozu sen misin?" gagasına zıçtığımın!

ulan bu adamın her hangi bir şarkısını baştan sona dinlemişliğim vallahi de yok billahi de. bir kaç gecedir şu acun ılıcalı'nın programındaki haline bakıyorum, tüm ahali içerisinde ne dediği anlaşılan ve mantıklı olan tek kişi o. bildiğin çocuk gibi lan işte. kendisi konuşurken diğerlerinin kıskıs gülmesi sizin zorunuza gitmiyor mu gerçekten? ha dersiniz ki, "arkadaş, orası türkiye değil." ben de derim ki, " türkiye'nin özeti işte. sporcusundan tut mankenine ve normal vatandaşına varana kadar 3-5 arkadaş var işte orada."

yok şimdi, mevzu biraz civcivli. bu adamı geçtim keza aynı şekilde şu ahalinin sabri sarıoğlu konusunda takındığı tavır da rezalet. hadi onu geçtim ismail yk mevzusu var bir de. lan sabri sarıoğlu topunu oynayan efendi bir adam. ismail yk ise bilumum arabesk tayfasını tarihin tozlu sayfalarına gönderdi. adama teşekkür edeceğinize kızıyorsunuz. hay ben sizin aklınıza şaşayım.

lan oğlum/kızım, manyak mısınız lan! harbi soruyorum, aklınızı nerede yediniz? ne zararı var lan bu adamın size? neymiş, "zırboş" demiş sözlük yazarlarına. eee, siz haftanın dört günü maç muhabbeti olan başlıklardaki entry'lerde biribirinize aleni en ağır küfürleri ediyorsunuz sırtınızı foırmata yaslayıp da. bu adamın dediği bir şey mi batıyor size?

adam komik en azından. peki ya siz? inanın, nihat doğan'dan daha samimiyetsiz geliyorsunuz bana. nihat doğan'ın samimiyetini denemek için de bir gün sokakta görürsem para isteyeceğim. şaka yapmıyorum. bir insanı gerçekten tanıma ya da bir insanı gerçek bir sınava tabii tutmak için üç şey emanet edilir ve bir şey istenir. emanet edilecek şeyler, 1) sır, 2) namus, 3) can. istenecek şey ise para. para isteyeceğim işte, her fırsatta "ben halkımın yanındayım" diyen bu adamdan. bakalım ne olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder