12 Nisan 2011 Salı

matkap sesiyle uyanmak

bilinçaltıyla uyumlu olduğu an kişiyi delirtebilecek nadir olaylardan.

home stüdyomun bulunduğu binanın yeni yöneticisi bir hanım ablamız seçildi son apartman toplantısında. seçilmiş daha doğrusu, haberim yok. o ablamız da tüm binanın cephesiyle ilgili bir şeyler düşünüyormuş. bu yüzden tüm pencereler pimapen olacakmış. bu yüzden stüdyomun sahibi süha amcanın üst kattaki evinin penceleri pimapen olsun diye bir kaç gündür bir teşgale var. bu sabaha kadar rahatsız olmuyordum çünkü daha onlar ön tarafı halletmeye çalışıyordu. bu sabah ise arka tarafa geçip benim odamın olduğu kısımdan çalışmaya başlamışlar. 

buraya kadar sorun yok. gündüz 11-12'de işlerini görüyor adamlar. burada da sorun yok. sorun bende. sabahın köründe uyuyup da rüyamda da abuk-subuk şeyler görürsem ve matkap sesiyle uyanırsma olacağı bu.

rüyamda, ben, fatih ürek, al pacino ve demet akalın bir enkaz arıyoruz. şaka gibi. kadroya bak. ben onların ünlü olduğunu biliyorum ama onlar bilmiyorlar. bir jetin içinde gidiyoruz. felaket kar var, bir yandan üşüyüp bir yandan da fatih ürek'le şakalaşıyorum. al paçiro kızıyor, "bu iş ciddiyet ister" diye. biz susuyoruz, demet akalın konuşuyor. al pacino abimiz o'na da kızıyor. o ara paldır-küldür jetimiz düşecek oluyor. birbirine tutunanını mı ararsın, çığlık atan demet akalın'ı mı, tam yere çakılacakken al pacino diyor ki, "zaten bulunmuştu muhsin yazıcıoğlu'nun helikopteri."

gözlerimi bir açtım, üst kattan gelen o melun ses. abartmıyorum 4-5 saniye neredeyim diye şaşırdım. kendimi duşa attım. bu satırları da soğuk suyun altından ağlayarak yazıyorum. korkudan titriyorum sabahtan beri.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder