7 Nisan 2011 Perşembe

kitaplıktan ödünç kitap vermemek

kitap sahibi ile kitap arasında kurulan özel bağdan kaynaklı bir durumdur. bunu diyorum ama siz bana aldanmayın. ne kitaplar verdim ben insanlara. mesela en aşağı 7-8 tane kinyas ve kayra'm gitmiştir birilerine. en aşağı 2-3 adet voyage au bout de la nuit'im. bir kaç kürk mantolu madonna'mla birlikte raif efendi'mi hibe etmişimdir, okuduktan sonra raif efendi'yi anlayacaklarını hiç sanmadığım insanlara. bir adet choke'um gitmiştir aklıma gelenlerden. bir adet the catcher in the ryeem. bir adet zargana'm mesela. bir adet de tutunamayanlar'ım. selimim. ışığım. turgutum. özbenim hibe olmuştur.

hepsini vermemim tek nedeni ise sadece diğer insanların da bu kitapları okuması ve okuduktan sonra gerçekten bir şeyleri sorgulamasıydı. fakat ters tepiyor bazılarında. kinyas ve kayra'yı kafama vurmak isteyen salak bir karı vardı mesela. ben istanbul'a gelmezden 7-8 yıl önce kitabevi işletirken denizli'de.
bir sanat merkezi içerisindeki kitabevimde yıllık üyelik sistemim vardı. tüm yıl boyunca her kitabı okumak bedava ve ayda istedikleri bir filmi sinemada ücretsiz izleme hakları olurdu aylık sabit bir ücret karşılığında.

tavsiye ettiğim kitaplardan birisi olan kinyas ve kayra'yı ilk 10 sayfasında beğenmeyip çemkirerek tezgaha fırlatan bir karı olmuştu işte. kadın diyemeyeceğim ona. kusura bakmasın. şaşırırp kalmıştım. ve o günden sonra bırakmıştım, kitap tavsiye etmeyi.
puslu kıtalar atlası'nı tüm insanlara okutamamanın hezeyanı içimde bir yerlerde sancı olarak durur hep. ya küçük kara balık peki? lord of the flies? precis de decomposition? papillon? on the road? hvite niggere? kara kitap? trainspotting? ince memed? tol? ziyan? piç? azil? anayurt oteli? ankara'dan gecikmeli trenle gelen o kadını beklerim belki de yıllardır. zebercet gibi.

cien anos de soledad'im bir de? nineteen eighty-four? animal farm? la nausee? l'etranger? korkma ben varım? oğullar ve rencide ruhlar? saatleri ayarlama enstitüsü? huzur? into the wild? ...

ve ve ve; aylak adam!

şu kitabı tüm insanlığa okutmak için hayatım boyunca dilencilik yapıp birilerine elden dağıtabilirim. normalde insan kıskanır. bencilce davranır. paylaşmak istemez o güzelliği. kitap okurken verdiği emeği hibe etmek istemez kimseye.
fakat konu bu kitapsa, konu "c" ise, konu "b" ise bunu yaparım. bir salise düşünmeden.

8 yorum:

  1. neden kitaplar insanı daha insan ama daha asosyal yapar?insanlaşmanın getirisi diğerlerinden uzaklaşmak mıdır?

    YanıtlaSil
  2. okumanın etkisi bilmek ve bilinçlenmekse yan etkisi de ayrı düşmektir. herkesle ve her şeyle.

    YanıtlaSil
  3. o zaman şöyle sorayım-ne çok soruyorum-paylaşmanın getirdiği hazzı yaşamamak insanlaşmış birinin canını sıkar mı,hoş diğerlerinin yanında da bir süre sonra onlar için sıkıcı oluyorsun.kitaplarla ilgili sıkıntılarım var,onların içinde ölmek istiyorum.

    YanıtlaSil
  4. kitap okumayı bırak bence. şaka veya ironi yapmıyorum. sadece yaşa. hepsi bu.
    yazabiliyorsan da yaz.

    YanıtlaSil
  5. yazıyorum,her seferinde on on beş sayfa.kitapları bırakmayı denedim,bu sefer kendimi bomboş hissediyorum.böyle dediğime bakma,''günlük'' hayatta herkes gibi gülüp eğlenip içiyorum fakat bir yerde her şey tıkanıyor,başa sarıyor.bir an işte.

    YanıtlaSil
  6. sen de dön dön o tekrarı yaşa o zaman. bu kadar basit.

    YanıtlaSil
  7. iyi de sorun zaten o an,beni mutsuz eden-içten içe en mutlu olduğum-yer orası.neyse kitaplardan bahsediyodum ben,canım sıkıldı öyle yazayım dedim.iyi geceler.

    YanıtlaSil