11 Nisan 2011 Pazartesi

Kulaklık

dünyanın en güzel icadı. bunu kim bulmuş ve nasıl bulmuş, hiçbir fikrim yok. kim bulmuş ve nasıl bulmuşsa ağzını yiyeyim onun. sırf bu kadar kullanışlı ve gerekli bir şey ortaya çıkardığı için.
bazı eşyaların dili ve ruhu vardır. mesela kettle eşyaların ağa babasıdır. uzaktan kumanda ağa anası, elektrikli soba ise ağa bacısı. içlerinde en iyisi bu ama. kulaklık yani. o kadar müthiş bir icat ki kulaklarına geçirdiğin an tüm dünyayla bağının kopmasına neden olabiliyor.

bu aralar kuzenimle birlikte yaşadığımdan ne denli değerli olduğunu iyice anlıyorum artık. düşünsenize sabahın köründe 5+1 ses sisteminden dışarı yayılan ses şu ablamızın sesi;

http://i.milliyet.com.tr/...op-sarkicisi-1224128.jpeg

bu ne lan! ben gecenin 3'üne, 5'ine kadar armin van buuren'ın canlı performansını dinlemek için beklerken karga kahvaltısını yapmadan bizim genco bunu dinliyor ve ciddi ciddi hüzünleniyor.
ulan bir insanın müslüm babayla efkarlanmasını anlarım da be hey dürzü, müslüm olmasaydı baban kim bilemezdin şerefsiz!

hadi onu geçtik diyelim. elemanımızın bu hanım ablamızın sesini sonuna kadar açması yetmiyormuş gibi uzandığı koltuktan kalkıp yanıma gelmesi, beni dürterek kulaklıklarımı çıkarttıktan sonra eklemesi her şeye yetiyor;

"biraz sesini kıs."

gelişine vole vurup koltuğuna geri döndermemek için kendimi zor tutuyorum. neyse ki kulaklık diye bir şey var da ben hemen kulaklarıma geçirip kaldığım yerden devam ediyorum.
bir de bunun teki bozuk olanı var ki işte onunla bir şeyler dinlemek kabir azabı. allah düşmanımın başına vermesin. evlerden ırak olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder