29 Nisan 2011 Cuma

Bir şeyleri zamana bırakan insanlar

her şeyi değil. bencilliği asla zamana bırakmaz hiçbir insan. ölümsüzlüğün sırrını bulmuş olan insan/insanlar olabilir bu/bunlar. yoksa neden bıraksın ki bir şeyleri zamana! yoksa neden sonsuz bir kayıtsızlık ve ruhsuzluksa yaşasın ki! illa bir bildiği vardır. illa bir dayanağı vardır. yoksa neden bu denli kendinden emin, yoksa neden bu denli net olsun!

ben olamadım mesela. zaman denen otobüse bindirip gönderdiğim hiçbir şeyi beklediğim gibi geri alamadım. ne kendisini ne de kendisine benzeyen birisini. bir şeyi. hepsi ama hepsi daha da berbat bir şekilde devam etti varlığına. ben ise öylece izledim. yemetiyorum dedim çoğu kez. olmayacak dedim sessizce. boşver dedim kimseye çaktırmadan. olmadı. ben boşver dedikçe içimden bir yerlerden bir ses çıktı ortaya. ve o karşılık verdi;

"hayatın depozitosu yok ki, sen boşverdikçe dolu alasın."

işte o an sustum. suskunluğum kayıtsızlıktan ya da edepli takılmamdan değildi. sadece her şeyi zamana bırakanların ne denli hastalıklı düşüncelere sahip olduklarını ilk önce kendime sonra onlara ıspat içindi.
yine de olabilir dedim. olsun dedim. birileri zamana bıraktıkları her şeyi söksün alsın. yeniden küllerinden bir kuş doğabiliyorsa insan neden doğmasın, neden doğamasın?

duyan olmadı. duyan olsa da anlayan hiç! ben de bırakayım dedim zamana. herkesi ve her şeyi. hayatın sonunu düşündüm bu anda. ölümü gördüm. yolun sonunu iliklerimde hissettim. böyle bir lüksüm yok dedim. hiç olmadı ve hiç olmayacak. ölümün olduğu yerde hiçbir şeyin ertelenme ve hiçbir şeyin zamana bırakılması söz konusu olamaz dedim.

biliyordum, bir şey olacağı yoktu. yine de insan bekliyordu. bekliyordum. gece olduğunda direncim kırılıyordu. ümidim bitiyordu. ve ben sabahı etmek için gece tarafından binlerce kez ediliyordum.
uykuya geçmem bayılmayla eş değerdi. sabah uyandığım an ise ben zamanın kendisi oluyordum. boğazımda acı bir tat, dilimde çıkmayı bekleyen küfürler. ve bir önceki günün tekrarı.

oysa bu durumu ne dinler kabul ediyordu ne de tabiatın kendisi. iki günü birbirinin aynısı olan sadece onlardan değil, hiçkimsedendi. oysa dünya, her günü aynı olanlarla doluydu. oysa dünya, birbirinin kopyası hayatları yaşayanlarla doluydu.
peki ben ne diyordum? sevişin diyordum. sevin. sevilin. zamandan söküp alın kadınlığınızı. erkekliğinizi. dişiliğinizi. kişiliğinizi. her şeyi sökün alın zamandan. bırakmayın ona hiçbir şeyi. çünkü bir gün zamanınız olmayabilir. çünkü bir gün herkesi ve her şeyi sırtına bindirdiğiniz zaman size töleranslı davranmayabilir.

illa ölümcül bir hastalık mı gerekiyordu hayatın kıymetini bilmek için. illa ölümden daha beter bir esaret ve yok oluş mu gerekiyordu? madem gerekmiyordu, neden hala zamana bırakılıyordu her şey. neden hala birilerinin bir şeyleri ertelemek için sebepleri, kriterleri, bahaneleri vardı?
neden diyordum işte. neden gerçekleşiyordu bunlar. çok mu zordu iki yokoluşun tek bir varoluşa dönüşmesi. çok mu zordu aşk olması! çok mu imkansızdı bir insanın başka bir insanı sevmesi! ve hiçbir çıkar gözetmeksizin onunal yok olmayı göze alması!

ellerini koklaması mesela. kirpiklerinden öpmesi? kavga etmesi hatta. madem sevgide ve saygıda birleşmiyordu insan, bari öfkede ve nefrette birleşseydi. o da olmuyordu ama. 
ruhsuzluk ve korkaklık cehennemi olmuştu herkesin. asalaklık ise en büyük erdemsizlik. ben her şeyi zamana bırakmak istediğimde, zaman ben olmuştu. ben ise yok.

http://www.youtube.com/watch?v=h7021gv2wty

5 yorum:

  1. güzel şarkı seçimi

    YanıtlaSil
  2. şimdi buna da güzel yazıydı, müthiş gözlemliyorsunuz diyeceğim. bir anlamı olmayacak. ayrıca sizi de bir teşekkür zahmetine sokacak. en iyisi siz yazmaya devam edin, ben de içimdeki yorum yazma isteğini bastırarak okumaya. son kez bana dokunma ihtimali olan(olacak) bütün yazılarınız için ellerinize, yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. birşeyleri zamana bırakanlar-bıraktıranlar;oyalayanlar,göz boyayanlar,aldatanlar..sadece kendilerini kandırıyorlar.ben inanmıyorum.onca sene geçti;bir kere bile işe yaramadı zamana bırakmak.birkaç kez gecikmeli,tadı geçmiş cevaplar geldi;o kadar.

    zaman ve yaşam hırsızlarına ve bırakılmış zamanlara,bir kere daha en büyük nefretlerimi sunuyorum buradan,ruhdaşım güzel cümlelerinin içinden;çok borçlu olan "o zaman"ın kendisine bırakılmış sayısız şeyi artık ödemesi dileyiğle..

    YanıtlaSil