11 Kasım 2009 Çarşamba

tek başarı çeşidi istediğin hayatı yaşamaktır.

evet. budur. birileri istiyor diye tüm akademik kariyerleri elde edip de başarıya ulaştığını sanmak değil. birileri istiyor diye, hiç istemediğin bölümlerde okuyup, istemediğin insanlarla evlenmek, arkadaşlık kurmak değil.
anne, baba, abi, abla, arkadaş, sevgili... farketmeksizin, birileri istiyor diye içinden gelmeyen şeyleri yapmak değildir. madalyalarla dolu bir boyun da başarının timsali değildir.
madalyasız ama hayat karşısında, kendi öz benliği karşısında dimdik duran bir bedene ait, madalyasız boyun daha asil ve daha başarılıdır.

oysa, ne adamlar tanıdım ben. gerçek isimlerini dahi unutmuş olan. sırf, istediği hayati yaşamak uğruna her şeyden vazgeçebilen.
bir aşk uğruna mecnun olankays'ı bilirim ben. istediği hayatı yaşamak uğruna, şu güzelim hayatı kötü yaşarım korkusu ile kafasına sıkıp da öbür tarafı boylayan selim ışık'ı tanırım ben. dean moriarty'i tanırım ben. aynı çağda yaşamadık ama tanırım. bir de dante'yi. cehenneme övgüler yağdıran o muhteşem adamı.

belki siz bilmezsiniz bunları. çünkü, hayat, okullarda öğretilen bir ders değil. ve izlediğiniz o televizyonlardan da daha az renkli değil.
mat ve sistematik bir şey hiç değil. sırf bu yüzden planlarınız burada kalacak, bir gün küt diye öldüğünüzde. bu tarafta. ama siz yine de insan olmanın biraz eksik olmak olduğunu anlayamayacaksınız hiçbir zaman.

ve, bana boşver dediğiniz zaman, boşvermemi istediğiniz şeyin hayat olduğunu da asla ve asla bilemeyeceksiniz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder