28 Kasım 2009 Cumartesi

güzel (kadın)

şu an birisi karşımda. tam karşımda hem de. saçları simsiyah. yüksek topuklu çizme giymiş. siyah. dar bir body giymiş. siyah. etek giymiş. dizlerinin az altında. siyah. beli ince. kalçaları hafif dolgun gibi. gözleri ne renk? bi göz göze gelse benimle, söyleyeceğim. şimdi geldi. siyah.
yanındaki çocuk yeğeni olsa gerek. sinemaya gelmişler. hangi filme girecekler acaba? bilmiyorum. arada bir bakışıyoruz sadece. aynı üniversiteden mezun olduk sanırım. siması yabancı değil. önceden de bu kadar güzel miydi acep? bu kadar siyah mıydı?
yoksa yas mı tutuyor ben gibi? bu yüzden mi bu kadar siyah, şu bayram günü? bilmiyorum. yanına sokulup "merhaba" desem, kızmaz sanırım. fakat bozmak istemiyorum bu güzelliği. öylece kalsın.
ayak ayak üstüne atmış, hafif büktüğü sol bileğiyle arada bir bana baksın. ben ise yazıyla resmedeyim onu. ondan habersiz.

güzel kadın. karşımda şu an. sağ çarprazındaki akvaryumla ilgileniyor. akvaryumdaki balıklarla. ne düşünüyor acaba? ne düşündüğünü benim merak ettiğim ihtimali geçiyor mu acep aklından? o da ben gibi delirmiş mi acep?
sağ ayağını sallıyor hafifçe. arada bir sol eliyle sağ dirseğine dokunuyor.
sonsuza kadar anlatabilirim onu. her anını. her salisesini. münker ve nekir melekleri gibi, ona hissettirmeden, tüm hayatını not alabilirim bir köşeye. salise salise.
şimdi kalktı masadan. anons yapıldı. yedinci salonda film başlamak üzereymiş. çantasını ve masada duran telefonunu alıp üst kata doğru hareketlendi. dönüp bana bakacak mı bilmiyorum. beşe kadar sayacağım. bakarsa çıkışta bir "merhaba" diyebilirim.

"1, 2, 3, 4, 5... ...6, 7, 8, 9, 10"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder