10 Kasım 2009 Salı

biz bazen devrim yaparız bazense çocuk (che'ye ithafen)

her ada'da doğan ve deniz rüzgarına bulanan yalnız erkek çocuk gibi onun da ruhunda çekip gitme sevdaları vardı.
27 yaşındayken 82 kankardeşiyle batista'nın canına okuduğunda denizin kokusuydu mutlaka ona güç veren.
sen che, hekimlikle vatanseverlik arasında bocalarken, bolivya ormanlarında susuzluktan sidiğini içerken, sevgilin tania' nın ihanetiyle tuzağa düşüp ölürken de duymuşsundur mutlaka deniz kokusunu. yoksa gülümseyen bir cesedin olmazdı. olamazdı.

siyah berenin üzerine yerleştirdiğin parlak metalden ufacık yıldızını, üzerine dövüştüğün yerlerin adlarını kazıdığın piponu, sık bastıran astım krizlerin yüzünden silahın gibi yanında taşıdığın solunum aletini, uğruna canını verdiğin kübalı çıplak ayaklı çocukların bir isa tablosuna benzettiği son fotoğrafını ve kanlar içindeki gömleğini gördüm. ancak o zaman bir film kahramanı değil bir insan olduğunu anlayabildim. ve durmadım. yakalandığında üzerinde bulunan kitabın, ekmek torbasının, haritalarının, günlüğünün, şiirlerinin peşine düştüm.

şimdi resminin basılı olduğu pesolar sayesinde o çıplak ayaklı çocuklar para kazanıyorlar. hani fidel'e yazdığın mektupta; "burada en parlak umutlarımı ve beni oğlu gibi sevmiş bir halkı bırakıyorum" diye bahsettiğin çocuklar.

adının anlamının nereden geldiğini biliyorum artık. raul ve fidel sana, hep heyecanlı ve gitmek üzere olan bir adam olduğundan bir şeyler anlatmakta zorlanıyorlardı. ve sana "che" diye sesleniyorlardı.

yani; "hey dinle!"

şimdi ben sana haykırıyorum ve oradan bana söylemek istediğin her şeyi de duyuyorum. belki gerçek bir aşka yakalansaydın gerek kalmazdı bunlara. batista bile aşkı tanımadığı için diktatör olmadı mı sence?
hey che; "dinle beni!"

onların silahları varsa biz daha kalabalığız demiştin.. ben sana diyorum ki, bizim bir de aşkımız var. biz serseriliği ilk aşkımızı yaşadığımız o ada sahillerinde kazıdık içimize. bu yüzden bazen devrim, bazen çocuk yaparız. sonunda hep ölürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder