31 Mart 2011 Perşembe

Renkli Rüyalar Oteli

zamanları aşıp gelen bir teo şaheseri. zira rüya görmeye hasret anlar yaşar insan. bunun nedeni bazen aşktır, bazense hayatın ta kendisi. işte o vakitlerde rüya bile görmediğini varsayıp kızar her şeye.
en çok da kendine. çünkü insan, en iyi kendisine kızıp en çok kendini haksız çıkarır. görünmez davaların hepsinin sonunda, görünmez davaların hepsinin son kararı kendisinin idam edilmesi ile sonuçlanır. ya da müebbet rüya görmemek.

işte bu rüya görmemek anlarında kendisine renkli rüya dileyecek bir insanı bekler kişi. samimiyetine ve gerçekliğine inanabileceği, sabah uyandığında "günaydın" deyip gece uyuduğunda ise "renkli rüyalar" diyebilecek bir kişiye muhtaç kalır.
acizdir insan. acziyeti ise insan olmasından kaynaklıdır. ve çoğu kez bedel öder. bu uykusuzluk olur bazen, bazense uyuyup da rüya görmemek. bir otel düşler bu anlarda. içinde renkli rüyaların görülebileceği adı "renkli rüyalar oteli" olabilecek bir otel.

orada yatmak için. orada uykuya balıklama atlayıp da sonsuz huzurun ve mutluluğun tadını çıkarmak için. bazen insanın insanı çıkarsız da sevebileceğini ıspat için. bazen de uyumadan önce avuç içlerinden öpülüp renkli rüyalar dileneceğini hissettiği için.

işte o an manalanır bu şarkı. yıllar önce değildir ama. şimdidir. şimdinin gücü ve adıdır bu. çok güzeldir. düşünmeye gerek kalmaksızın yaşandığından tarif edilemez.
"benimsin" denmez belki. "ben de senin" denmez. kelimelerden sıyrılır kişi. cümlelerden arınır. üstü açık bir arabadaymışçasına yatağına uzanıp mırıldanır. aklında "şu an çok güzel ve çok özelsin" cümlesi, kulaklarında ise bu şarkı...

http://www.youtube.com/watch?v=liusqqz7ng0

"sarhoş olsak ya,
ikimiz unutsak ya,
bulut olup iç içe
bardaktan boşansak ya.
sarhoş olsak ya,
yüksek doz aşk alıp
burda mutlu ölsek ya..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder