5 Mart 2011 Cumartesi

Hayatta Önceliklerin Değişmesi

garip bir durum. çok garip hem de. daha bundan bir yıl öncesine baktığımda, yani geçen yıl bu zamanları düşündüğümde, geçen yılki önceliklerimle bu yılki önceliklerim arasındaki uçurum bunun değişebilen, değiştikçe de can sıkan bir durum olduğunu söylüyor.

aslında her şey güvenmek ve inanmakla başlıyor. ve her şeyin yıkılması, güvenmemek ve inanmamakla devam ediyor. daha doğrusu güvenmemek ve inanamamakla.
ben, şu yaşıma kadar ne görüp ne yaşadıysam, veya ne görüp ne hissettiysem hepsi inanamadığım şeylerin ürünüdür. hepsi ama hepsi inanmaya içimin el vermediği, içimden inanmanın gelmediği şeylerin eseridir.

bu durum fazla can sıkıcı ama. bir zamanlar oturup varoluş üzerine kafa yoran adam, bir zaman sonra sadece ayakta kalmak, para kazanmak ve bir zamanlar kazandığı paraları verdiği abisinden o paraları geri almak için bekliyor.
garip işte. aile kavramının yan etkilerinden birisi de bu, büyük bir hayal kırıklığı. üçüncü sınıf türk dizilerinde anlatılan tarzda bir şey değil aile. ne pazar günleri topluca kahvaltı yapılıp herkesin birbiri ile şakalaştığı bir merci ne de başka bir sikim.

hepsi yalan. toplumun, dinin, dilin ve ırkın yalan olduğu gibi. bizlerse doğuştan kanmış bir şekilde devam ediyoruz her şeye. basıp gitmekle ilgili romanlar okuyup filmler izliyoruz. değişmek ve düşünmekle ilgili şarkılar dinleyip iç geçiriyoruz. üretmeyen ve çalışmayan koca koca adamların acziyetten yazdığı afili cümleleri önümüze koyup bir gelecek tayin etmeye çalışıyoruz.

hepsinin amına koyim ben. bir aşk uğruna hayatını zebil eden aylak adam'ın da. zihinsel ölüm peşinde yalan olan kinyas'ın ve kayra'nın da. hayatı yaşamaya cesareti olmadığı için, kötü yaşarım korkusuyla yaşamadığını iddia edip intihar eden selim ışık'ın da. selim'e kanan turgut özben'in de. hepsinin amına koyim ben. kansız ve cansız yavşaklar sizi. yalan ettiniz birilerinin hayatını. o yalan sayesinde de cukkadan şöhret ve para kazandırdınız yazarlarınıza.

sizlerin suçu değil ama hiçbiri. hepsi ama hepsi benim öküzlüğüm. önceliklerin değişebileceğine dair ilk emareler ortaya çıktığında neden pılını pırtını toplayıp da ananın amına geri dönmezsin ki. yok neymiş efendim, idealistlikmiş, yok neymiş efendim, özgürlükmüş.
kimin sikinde lan. toplum asalaklara sevdalı. toplum gebeşlere vurgun. baksanıza şöyle bir etrafınıza. baksanıza cidden. beş parasız ve mutsuz olanlar kötü insanlar mı? hepsi ama hepsi bal gibi insan. şeker gibi insan.

ama şu direksiz duruşunu siktiğimin gök kubbesinden geriye kalan hoş bir seda değil artık. hoş bir seda olmayacak da bundan sonra. sadece ağız dolusu koca bir küfür. onu da ben edeyim; 

"altında ve üstünde varolan her şeyinle senin de amına koyayım!"


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder