13 Ocak 2011 Perşembe

Düşünce Kabızlığı

böyle bir şey gerçekten var. yıl olmuş 2011, insanlar hala ve hala etnik köken, dil ve din tartışmalarına girip birbirlerini incitiyorlar. birisi, diğerine dininden, dilinden ve ırkından dolayı hakaret ediyor. bir diğeri ise altta kalmamak için ona bel altından vurmaya başlıyor.

ölümlü aklım ve ölümlü bedenimle merak ediyorum. gerçekten merak ediyorum; nedir bunun sebebi? kendini kabul ettirmek, dikkat çekmek ya da "ben buradayım, ben de varım" demek mi?
nedir bunun cevabı? ne zamandan beri insan icadı olan bir takım kavramlar, olgular, insanların birbirinden nefret etmesine neden oldu? ne zamandan beri "insan" denen canlı sırf düşündüğünü sandığı için küflenip gitti. bildiğini sandığı hiçbir şeyi de bilemediğini hissedemeyip yozlaştı.

yozluk hakim evrene. düşünmemekten, irdelememekten, gerçek bir hoşgörü ve sevgiden geçmeyen her türlü argümanın sunulmasından, körü körüne bağlanılmasından kaynaklı bir yozluk hakim evrene.
leş gibi kokuyor hepsi. leş gibi kokuyor; dinler, diller ve ırklar. bu da yetmiyor ama. bu da yetmeyecek. bir din yetmiyormuş gibi bir de onun mezhepleri çıkıyor ortaya. bir dilin ayrımcılığı yetmiyormuş gibi bir de onun lehçeleri çıkıyor ortaya.

hepsi ama hepsi iyice çamura saplıyor yoz beyinleri. düşünce kabızlığı çekenleri. mücadeleler kof, savaşlar ve kavgalar erdemsiz. boşlukta uçuşan poşet minvalinde her şey.
bu ise benim midemi bulandırıyor. insanın aptallığı üzerine bahse giren o muhteşem adam gibi ben de kendi inime çekilip oradan izliyorum her bir şeyi. düşünce kabızlığı çekenleri. idrak yolları iltihaplı olanları.

hiçbir antibiyotik ya da hiçbir fitil iyileştiremez ama bunları. inandıkları ya da inandıklarını sandıkları kof duygular, yozlaşmış olgular tanrıyla yaşıt. ya da tanrılarıyla. geldikleri toprakların adetleri zihinlerinden beter. iradesiz ve cesaretsiz bir nesilden ne beklenebilir ki? ne bekliyoruz ya da?
benim bu konuda ümidim kırık. ne bana benzemeyen bir kişi ya da topluluk umrumda ne de bana benzeyenler. insan işte, etten kemikten oluşturulmuş olan canlı işte, hep bir tırnaklarını geçirme telaşında.
durayım diyorum şöyle köşemde. hiç konuşmayayım. hiç tepki vermeyeyim. hiç sesim çıkmasın. olmuyor. olmayacak. canım acıyor çünkü. çok küçük bir zaman dilimine hapis hayatlar, yozlukların esiri olmuş. histeriklik alıp gitmiş başını.

ve birileri hala ellerinde keskin olgular, dillerinde net kavramlarla bir diğerine saldırıyor. aşağılıyor, hor görüyor. yazık. çok yazık hem de. ne zaman uyanılır bu kabustan? işte orası muamma. burasının muamma olduğu gibi. 

dünya, uzay boşluğundan görüldüğü gibi elips değil. sadece boşluğa asılı bir soru işareti.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder