3 Aralık 2009 Perşembe

sevmekten vazgeçmek

sevmekten vazgeçtiğim gün, aşktan vazgeçtiğim gün, bir mucizenin peşinden koşturmayı bırakıp, bir kadına tapmaktan vazgeçtiğim gün beni daha kutsal ve değerli şeylerin beklediğine dair bir gram inancım olsaydı, yemin ederim ki dünyaya geldiği noktadan başka bir noktaya hareket etmeyip, o noktada can veren tek insan olarak insanlık tarihine geçerdim.
ansiklopedileri açtığınızda, kendi bokları ve kusmukları arasında boğulmuş, saçı sakalı birbirine geçmiş, gözleri gözükmeyen, üzerinde tek bir elbise olmayan, bir deri bir kemik kalmış, insan olmayan bir ucube görürdünüz.

olmadı ama. vazgeçemedim. içerimdeki, göğüs kafesimde bağdaş kurup da oturmuş olan o diğer ben her seferinde şevkimi kırmaya, onurumu zedelemeye çalışsa da ben asla vazgeçmedim. vazgeçemedim.
hayatında aşkla diğer eylemleri ya da duyguları öncelik bakımından yer değiştiren budalalar gibi olamadım. kadınımın kasıklarına gömülüp de uyumayı sabahın köründe işe gitmekten daha efla göremedim.
sikik bir üniversite kampüsünde dirsek çürütmeyi, bir kadınla elele yürümekten üstün tutmamadım.

ne gittiğim okulu bitirebildim ilk denememde. ne de o okul beni bitirebildi. benimkisi, fantastik bilgisayar oyunlarındaki üç canı olan oyun karakterlerinin üç canının da aynı anda yarıyı geçmesiydi. öylece kaldım ben.

vazgeçmekten ötede, yaşama dair, umuda dair, aşka, sekse, şehvete ve şefkate dair tek bir emare görseydim, tek bir kıpırtı hissetseydim, avına pusu kuran bir jaguar gibi hepinizden önce ben atlardım vazgeçmek eyleminin tarafına.

olmadı.

göremedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder