5 Aralık 2009 Cumartesi

çift kişilik yalnızlık

benim yalnızlığım.. acemi bir şizofrenin cümleleri değil bunlar.. gayet usta bir delinin saçmalamaları.. koştuğum hayatlar, kenarından iliştiğim bedenler, rüyalar... her biri ama her biri de ben gibi yalnızdı.. yalnızlığımı dindirmek için gömüldüğüm hiçbir kadının bedeni yeni bir yalnızlığı kabul edecek kadar hasarsız değildi.. yalnızlığımı dindirmek istediğim hiçbir kadının ruhu, teni kadar pürüzsüz değildi..

ben kaldım öylece.. yalnızlığımı dindirmek isterken yeni bir yalnızlık daha devraldım birilerinden.. aynı odanın içerisindeki çift kişilik yalnızlıkların manasını bana sorun siz.. aynı yatakta yan yana uyurken, karşı duvardaki saatin saniye çubuğunun çıkardığı sesin tek yaşam kanıtı olduğu yalnızlıkları bana sorun..
cevap veririm. hem de hiç bıkmadan. yorulmadan. son nefesime kadar. nereye kadar? ölene kadar. ölüp de ölümü öldürene kadar..

bana sorun siz, bir aşktan daha önemli olan sınavların, bir aşktan daha önemli olan vatani görevlerin nelere bedel olduğunu. bana sorun bir yalnızlığın bazen kaç kişilik olabileceğini..
bana sorun siz..
geçirin soru işaretlerinin ilmeçlerini boğazıma. çekin kendinize doğru. oyalanın benimle. oynayın. isterseniz oynaşın...

istediğiniz an ise gönderin.. ruhum bumerang oldu artık. korkmayın. dönerim elbet bir gün size.. kim sever ki sizden başka beni.. kim sarar ki..
annem mi? babam mı? ablam mı? sanmıyorum.. ağladığım için ağlıyorum ben artık.. neden ağladım diye ağlıyorum.. yorgunluk hakim ruhuma. bitkinlik savcı.. ümitsizlik mübaşir.. içerimde sonsuza kadar devam edecek bir dava sürüyor. kırsın artık birisi kalemi. kırıp da saplasın kalbime. saplayıp da son versin tüm yalnızlıklara.. yalnızlığıma..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder