7 Aralık 2009 Pazartesi

intiharsız bir hayat yaşayıp eceliyle ölmek

dün aklıma geldi.. intihar değil. bu düşünce..

intiharı düşünmeyip de koca bir ömür geçirip eceliyle ölmek.. bir anda, kendimi tanrısal bir yükseklikle gördüğümde herkes aşağıdaydı. ben ise yüksekteydim. ellerim ceplerimdeydi. yeni duş almıştım. sevdiğim kadının evine gidiyordum. ve ben o'nun olmadığı her yerde yalnızdım.. yalnızken de yalnızlığımı dindirmenin en kolay yolunu ölüm olarak belliyordum..
dün işte, gidiyordum sevdiğim kadının evine. sol elimde sigara vardı. oysa kendisini bırakalı tamı tamına 4 yıl olmuştu. derin bir nefes çektim. başım döndü.. insanlara baktım. sonra kendime.. kafamı hafifçe sağa çevvirip, karşımdaki dükkanın ön camındaki bana..

üzerime geçirdiğim simsiyah bir hayat vardı.. sakallarım kısaydı.. ellerim küçük, saçlarım uzun, ayaklarımda botlarım, üzerimde deri ceketim...
öylece baktım kendime. o an ne tanrısal olan bir şey geldi aklıma ne de insani hırs ve bencillikler.. karşımdaki dükkanın camında kendimi gördüm. bir anda o dükkana doğru son sürat koşup da kendi varlığıma toslamak istedim..
gerçekleştirseydim bunu, anlar mıydı insanlar? ben anlayabilir miydim kendimi? beş dakika sonra yanında olacağımı bekleyen kadınım, boktan bir hastanenin acil servisinde beni bulsaydı, anlar mıydı neden cama geçirdiğimi bedenimi? kendi görüntüsüne düşman bir siyam balığıydım dün gece..

öylece baktım kendime. ve sordum, "acaba hayatımın sonuna kadar intihar etmeden yaşayabilecek miyim? kendimi öldürmeden? canıma kıymadan? kendime mükemmel bir suikast planı düzenlemeden? kendi hayatıma bir karış uzaklıktan molotof kokteyli atmadan?"

"bilmiyorum" dedim sessizce. o ara bana saat sormuş olan yaşlı bir kadın, küfredip gitti..

sorgulanmayan bir hayat yaşanılmayı hak etmez diyormuş, orta çağdan fırlayıp gelmiş filozoflar, düşünürler.. peki ya sorgulanıp da var oluşuna bir sebep bulamayan hayat? hayatlar?
var oluşunu geçtim, yok oluşuna bir neden bulamayan hayat? hayatlar?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder