3 Ocak 2010 Pazar

ilkbahar

dönüşlerimdi.. varışlarım.. şimdi, içerimde hayal kırıklıklarımdan oluşan ağır bir bavulla hayat denen otogardayım.. nereye gideceğimi bilmiyorum.. öylesine izliyorum gelip gidenleri. ya da gidip gelenleri. farketmiyor.. öylesine bekliyorum işte. çekiliyorum aşağıya. hayat dene balçık tarafından. paniklersem daha da çok batacağımı bildiğim için, kabul ediyorum ölümümü. ve öldürülüşümü..

ilkbahar bana mıntıka temizliğini hatırlatıyor sadece. sonbaharın hatırlattığı gibi. ve ben öylesine temizlemeye çalışıyorum içerime düşen yaprakları. çam kozalaklarını. bir aşktan arta kalan sigara yanıklarını.. bira şişelerini. boş rakı kadehlerini.. ben temizlemeye çalışıyorum şimdilerde..
kanımdan oksijeni söküp atmaya çalışıyorum. zihnimden ise ölümü..

ölmüyor. ve olmuyor.. gramer hatası yapıyorum bolca. yazım yanlışı.. geri dönüp de düzeltmeye mecalim yok.. hayatımın üzerine bir çizik atıyorum..

ilkbaharı düşlüyorum şimdilerde. hayatımı evrelere böldüm zira.. ilkbahar kaldı bana. bir de 30 yıllık gerisi.. içerimde uğultu var. içerimde rüzgar.. yapraklarımı savruluyor. sağdan sola. soldan sağa..
pusulam kayıp. kıblesi çalınan bir müslamanım.. secde edeceğim yeryüzüm yok..

yüzüm yok artık.. hem de hiçbir şeye karşı. aynalarda boşluğum. kaldırımlarda hiçlik.. nefesimi tutuyorum alabildiğine.. israf etme lüksüm yok.. sol elimi tutuyorum sağ elimle..

olmuyor..

dönüş biletlerim kayıp. ceplerim delik. cepkenlerim. ruhum gibi... akıp gidiyor hayat.. su gibi. meğerse her şey sıvıymış. kavramlar, duygular, olgular..
yeryüzünün çekim gücü yok belki de.. gökyüzünün itim gücü var... bilmiyorum.. sadece bir bilinmezliğim.. sadece bir anlamazlık..

mezar taşım sol pazumda işli.. hayatım ise bir yaprak'a ilişik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder