29 Ağustos 2011 Pazartesi

Sabah uyandığı an güzel olabilen kadın

gerçekten güzeldir. "kime göre, neye göre" savına takılmaksızın güzel. görüntü olarak kusursuza yakın bir duruluk ve estetikliğin timsalidir. su damlası gibi. hele bir de o uyandığı sabahın gecesinde sevişmişse ve seviştiği anda da o güzelliğin üzerine güzellik eklemişse tadından yenmez.

ben mesela, gece birlikte olup da sabah uyandığımızda gerçekten güzel olduğuna inandığım bir kadının gözlerine bakıp yanağından öperek "günaydın" diyebilseydim ona, ciğerini sikerdim şu geoid gezegenin. ayrıca bu siktiriboktan yerin çekimine sokup uzay boşluğunda patlatabilirdim kendisini.

yalan yok, onunla inanabilirdim her şeye. onun gözünden ve gönlünden bakıp her şeye, tanrı'ya bile güvenebilirdim. ardı sıra gidebilirdim en gidilmeyecek yerlere. peşi sıra atlayabilirdim en tekinsiz sulardan.
köprüleri söküp alabilirdim denizlerden. gökyüzünü aşağı çekip yerküreyi ortadan ikiye yarıp altın tepside ona servis edebilirdim. 

en nihayetinde insan olabilirdim. hani şu hayat bilgisi kitaplarında anlatılan, sosyoloji kitaplarında tarif edilen "birey" var ya, o birey ben olabilirdim. yeter ki uyandığı an güzel olabilseydi. yeter ki uyandığı an beni görebilseydi yanında. ben de onu. yanımda.

ve hiç kimsenin mucizelere inanmadığı bir devirde, ona, "mucizelere inanmıyorum" diyen bir kadının ağzından, bir şarkı gönderebilirdim;

http://www.youtube.com/watch?v=5t7ppktgxqo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder