28 Haziran 2011 Salı

Hayata yeni başlayacaklara tavsiyeler

"bir an önce gel. çık oradan. madem girdin oraya, bir an önce çık. hatta fırsatın varsa hiç bekleme. ben mesela, 8 ay beklemişim. ömrümden boşu boşuna geçen 8 koca ay.
oysa o 8 ayda neler yapmazdım ki. çocukken yapamazdım tabii bir çocuğunu ama yetişkin aklım ve bedenimle neler yapmam ki o 8 ayda. yüzlerce kez sevişebilirim örneğin. onlarca kase yoğurt yiyip yüzlerce kez banyo yapabilirim.

sen bakma bunlara. yalan söylüyorlar. o kadar güzel ki bu taraf. daha bu sabah mesela, hava çok güzeldi. pencere açık uyudum. sabah bir uyandım, güvercinlerimden dişi olan yüzüme yaklaşmış beni izliyor. erkek ise yumurtların üzerinde kuluçkaya yatıyor. 
öylece baktık birbirimize. sanırım aramızdaki o nedensiz vahşilik yavaş yavaş kırlıyor artık. eee, ne de olsa anne-baba olacaklar. ve işin güzel yanı ne biliyor musun, ilk kez anne-baba olacaklar. bu ise onları hem daha heyecanlı hem de daha şaşkın yapıyor. bu ise gerçekten izlenilmesi ya da yaşanılması gereken bir güzellik.

sen fazla bekleme orada. biz dünyalılar waffle diye bir şey icat ettik. o kadar güzel ki. değişik değişik çikolatalar ve meyvelerle süslü. istediğindne istediğin kadar koydurabiliyorsun waffle yapan kişiye. o ise hiçbir şekilde kırmıyor seni.
sonra su var. çok güzel bir sıvı. biz insanlar ona "yaşam kaynağı" diyoruz. evet, gerçekten yaşam kaynağı. ben hiç susamamış olsam bile deli gibi içiyorum. bir insan sırf su içmiş olmak için su içer mi, ben içiyorum işte. ne yapayım çok güzel.

şarap var bir de. cennet içkisi derler kutsal kitaplarda. gerçekten cennet içkisi olabilir. ama rakı da çok güzel. bir de viski. tekila ise sevgilinin elmacık kemiğinden içilirse güzel.
tabii sen hemen alkole başlama. önce deli gibi spor yap. her gün yürüyüşe çık mesela. koş hatta. çiçekleri kokla. kiraz ye. denizi izle. evet, denizi izle. biliyor musun, ben denizi ilk gördüğümde ağlamıştım. ince memed gibi. yok, o zamanlar okumamıştım daha o kitabı. aylak adam'la ise tanışmamıştım bile. 
o kadar güzeldi ki deniz. suyun mavi olanı. tabii sen maviyi de bilmiyorsun. mavi de gökyüzünün rengi. gökyüzünü de bilmiyorsun haliyle. gökyüzü de bulutların olduğu bir masal diyarı. bulut ne diye sorma. bir an önce çık sadece bulunduğun karanlıktan. hepsini kendin gör.

aşkı tat mesela. çocuk aklın ve bedeninle kanıksa onu. ilk orgazmını yaşadıktan sonra bir daha o tadı alamayabilirsin hayatın boyunca. sen aldanma bunlara. dedim ya, bunlar yalan söylüyor.
aşk çok güzel çünkü. en az şehvet kadar. düşünsene, bir insan seni kalbinde taşıyor. ve sen bunu hissettikçe, bildikçe o kadar iyi hissediyorsun ki kendini. o kadar mutlu oluyorsun ki, gerçekten yaşadığını hissediyorsun.

sonra filmer var. şarkılar. hepsi biz insanlar için başka insanların yaptığı şeyler. hepsi çok güzel. ama ciddiye alma onları. gerçekten alma. sadece yaşa sen. hayat ne sunarsa sunsun, iyisiyle-kötüsüyle. sadece yaşa.
tabii iyiyi ya da kötüyü de bilmiyorsun. bu konuda hiç acele etme. iyiyi görmen biraz zaman alabilir. hatta belki ömrün o uğurda geçebilir. ama kötü, sen dünyaya geldiğin an hemen yakana yapışacak.

ha bu arada, yaşadığımız yerin adı dünya. "dün" ve "ya" kelimelerinden oluşuyor. ya da "ay" ve "dün". adı bile güzel aslında. tabii sen ne ay'ı ne de dün'ü bilmediğin için anlamıyorsun yine dediğimi.
ay, geceleri çıkıyor. gece ne diye merak ediyorsundur. şu an bulunduğun yer gibi karanlık ve korkutucu olur gece. ay işte o gecelerde çıkıyor. fakat deniz olan bir yerde çıkıyorsa ve tam dolunay halindeyse mest olursun denize vuran halinden.
dün ise insanların hep pişman olduğu zaman dilimi. garip olan ne biliyor musun, bu insanlar yarından da ümitsiz, bugünü ise zebil ediyorlar genelde.

yıldızlar var bir de. çok güzeller. küçük prens onların olduğu bir gezegende yaşıyor. tabii, bilmiyorsun onu da. küçük kara balık'ı da bilmiyorsundur sen.
eee, sen de hiçbirini bilmiyorsun ama. hadi bir an önce gel. yaşanan tüm acılara ve kötülüklere karşın her şey bu tarafta. ve bu taraf gerçekten çok güzel.
öbür tarafta sadece bilinmemezlik ve hiçlik var. bu tarafta ise ise güzel-çirkin, iyi-kötü, yalan-gerçek her şey var. her şey! hadi gel!"


2 yorum:

  1. sana bir sorum var genç,ne zaman çaldın bunu , bil bakalım kimden???bunun adı artık etkilenmek değil,alıntılamak değil...şimdi kim desen ben okudum bunu evvelinde...yalnız,sıçıp batırma ağzıma olur mu bunları söyledim diye...ben sana söylerim hatırladıkça bu insanlar kimler diye...kızarsın umarım damarların şöyle bir belirginleşsin,sonra nasıl olsa hepimiz büyürüz...

    YanıtlaSil