26 Haziran 2010 Cumartesi

güzel yazmak

kriteri ve ölçüsü nedir bilinmeyen eylem.. ki bana göre kriteri sadece ve sadece şudur; anlatılan şey ne kadar kötü ve berbat olursa olsun kullanılan dilin akışkanlığındadır güzel yazmak..
bir nevi düz yazıyla şiir yazma edepsizliğidir.. ki yazmak, başlı başına ayıp bir eylemdir.. ki yazmak başlı başına bir baş kaldırı olduğundan kabul edilemez. ki ilk emri "oku" değil midir son din diye tebliğ edilen islamiyetin? evet, öyledir.. demek ki yazmak okumaktan sonra gelir.. okumak ise..

çektiği acıları ve varoluş sancılarını içi yana yana anlatan bir romancıya ya da şaire, asla ve asla "çok güzel yazmışsın" demeyin.. yoksa kusar kafanızdan aşağı.. zira yazdığı hiçbir şey güzel değildir.. sadece ve sadece yazım tarzı güzeldir..
ki yaşam, başlı başına bir tarz ve stil meselesidir..

aylak adam gibi muhteşem bir eser ortaya koyan üstada sorarlar; "neden bu kadar az roman yazdınız?" diye.. o da cevap verir; "ben hayatı roman gibi yaşadım.."

güzel yazmak bazen de güzel yaşamamaktan kaynaklıdır.. fakat güzel algılayış ve güzel yorumlayış bu güzel yazma eylemindeki doğurganlığın tek nedenidir.. bu güzel algılayış ve güzel yorumlayış ise çok çirkin bir iz bırakır güzel yazanın ruhunda.. hiç kimse kabul etmez bu çirkinliği.. edemez.. sevmez.. okşamaz.. öpmez.. zira itici gelir insanlara.. onları ilgilendiren tek şey etikettir.. ve her güzel ambalajlanmış nesnenin içinde olduğu gibi, her güzel yazılan yazının içinde de kesinlikle çürük düşünceler vardır.. bu çürük koku ise algısı sonuna kadar açık olanları rahatsız eder.. gerisi sadece güzel bir yazı okur..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder